7 Ağustos 2012 Salı

Motor Boat & Yachting- Editör'den: "Denizci Kent, Kent Denizcisi"


Editörden:
Denizci kent, kent denizcisi


Bir turizm duayeninin suya yeni indirdiği teknesindeyiz. İstanbul’un eski tenezzüh teknelerinin ruhunu canlandırmak isteyen Kasım Zoto’nun, Şirket-i Hayriye’nin işlettiği “tenezzüh vapurları”nı örnek alarak yaptırdığı Armada 1’de... Sohbet iki kıyı arasındaki sandalcılardan İstanbul’un vapur eğlencelerine, Boğaz trafiğinden okyanus yelkenciliğine uzanıyor.

“Ben kent denizcisiyim” diyor Zoto, “Akşam çıkıp Haliç’e gidiyorum tekneyle, her yer pırıl pırıl. Bir şey yapmana gerek yok. Al işte night show. Başını nereye çevirsen keşfedecek yeni bir şey var. Yüz kere de gitsen bıkmazsın.”

İstanbul’un İstanbul olduğunu en iyi denizden baktığınızda anlıyorsunuz. Silüeti, yormayan hareketliliği, Kız Kulesi, Prens Adaları...
Her ne kadar denizciliğimiz yeni gelişiyor, yüzümüz denize ancak dönüyor olsa da İstanbul konum itibarıyla bir deniz kenti. Otomobillerin bu kadar yaygın olmadığı yıllarda denizin tadını çıkaran İstanbullu sanki şimdi şehrini yeniden keşfediyor.

Bu keşif sadece İstanbullularla da sınırlı kalmayacak gibi. Son yıllarda artan marina projeleriyle, kuzeyli yatçıların Akdeniz’e inerken İstanbul’u merkez alması yolunda çalışmalar yapılıyor mesela. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tekne parklarla kıyılara bir düzen getirmek için projeler üretiyor. Yerli ve yabancı sermayeler marina yatırımları yapıyor. Şu anda 5 bin civarında olan tekne bağlama kapasitesinin beş yıl içinde iki katına çıkması hedefleniyor. Uluslararası yelken ve motoryat yarışları düzenleniyor...
Kentin silüetine tekneler karışıyor, denize çıkan kentli sayısı artıyor.


İyi seyirler, 

Selcen Tanınmış

Motor Boat & Yachting Dergisi
Ağustos 2012